Önceki kuşakların işlediği ve sorumluluğu alınmamış kötü fiiler, çocuklar ya da torunların hayatlarında olumsuzluklara yol açıyor.

Hellinger Türkiye Enstitüsü’nün ilk mezunlarından olan eğitim ve yönetim danışmanı psikolog Ayla Akbuar, Hellinger’in 2. Dünya Savaşı sonrası Alman toplumunun parçalanışına ve Yahudi toplumunun ıstırabına şahit olduğunu, Güney Afrikalı yerlilerin ilkel terapi biçimlerini gördüğünü ve tüm bunlara psikodramayı da katarak “Aile Dizimi” adını verdiği yöntemi oluşturduğunu belirtti.Bugün “Aile Dizimi”nin yanı sıra “sistem dizimi” ve “yaşam dizimi” gibi çeşitli adlarla anılan yöntemin temelinin çağlar öncesinde yaşanan tecrübelerin tüm insanlığın DNA’sına kazındığı savına dayanan “kolektif bilinç” kuramını temel aldığını ifade eden Akbuar, bu yönteme göre, insanın tüm düşünceleri ve edimlerinin kısacası geçmişte yapılmış enerjisel düzeyde kayıtlı olduğunu ifade etti.

Akbuar, şunları kaydetti: “Ailelerin, kurumların, çiftlerin enerjisel alan anlamında birer sistemleri var. Bu sistemdeki enerjisel anlamdaki kitlenmeler sorunlara yol açıyor. Ne tür kitlenmeler? Hak yemeler, cinayetler, kız kaçırmalar, her türlü haksızlığa uğramalar, kürtajlar, her türlü kötü edim. Bunlar, sonraki nesillere de aktarılmak üzere sistemlerde birtakım kilitlenmelere sebep oluyor. Bu edimlerin yarattığı kilitlenmeler bazen aynı nesilden kişilerde, bazen sonraki nesillerde ortaya çıkabiliyor.”

Sadece ailelerin değil, kitlelerin yaşadığı göçler, savaşlar ve soykırımlar gibi olayların da toplumların enerji sistemlerini olumsuz etkilediğini belirten Akbuar, bu tür olumsuzlukların da kendilerini siyasi ya da ekonomik istikrarsızlıklarla gösterdiğini anlattı.

“Aile Dizimi” terapisinin “bireysel terapi” ya da “grup terapisi” yöntemiyle gerçekleştirilebildiğini ifade eden Akbuar, “Aile Dizimi” terapistinin kişileri çözüme zorlamadığını, yaptığı şeyin terapi yöntemine uygun yönlendirmelerle danışanın iç resmi görebilmesi ve kabul edebilmesinden geçtiğini ifade etti.

Akbuar, “Grup terapisi sonrasında herkesi yerlerine oturttuğumuzda, kimlerin hangi rolde olduğunu söylediğimizde danışan çok şaşırtıcı bir şekilde aynen o insanın da öyle davrandığını söyler. Kişi, geçmişte tıkanmaya yol açmış sorunla yüzleştiğinde sistemdeki tıkanma ortadan kalkıyor ” dedi.

“Aile Dizimi” terapisine göre, ailesiyle barışamamış insanların partnerleriyle ilişkilerinde de başarısız olduklarının kabul edildiğini belirten Akbuar, partnerle ilişkilerde kız çocuğun anneyle, erkek çocuğun babayla barışması ve onları kabul etmesinin de büyük önemi bulunduğunu vurguladı.

Akbuar, annesini küçümseyen, aşağılayan kız çocuklarının kadınlık enerjilerini bütünüyle kullanamadığını, aynı şekilde babalarını yaptıklarından ötürü yargılayan erkeklerin de aynı sorunu yaşadığını anlattı.